AİLE HUKUKU


Aile hukuku
aileye ilişkin konularla ilgilenen, medeni hukukun kapsamı içinde yer alan bir hukuk dalıdır. Aile hukukunun başlıca konuları nişanlanmaevlenmenin koşulları ve hükümleri, boşanmanın koşulları ve sonuçları, mal rejimleriaile konutusoybağıevlat edinmevelayet, çocuğun nafaka hakkı, vesayetkayyımlıkyasal danışmanlıkyardım nafakasıdırKadın hakları ve çocuk hakları, başlı başına ayrı inceleme alanı oluştursa da aile hukukunun da ilgi alanı içindedir.

Kayıtlı ya da kayıtsız yaşam arkadaşlıkları da aile hukukunun konusu içinde yer alır. Kayıtlı yaşam arkadaşlığı Türk hukukunda düzenlenmemiştir. Evlilik dışı yaşam arkadaşlığına bağlanan herhangi bir hak bulunmaz, bununla birlikte çocuklar ister evlilik içinde ister evlilik dışında doğsun eşit haklardan yararlanır.

Aile içi şiddettaşıyıcı annelikyapay döllenmeçocuk istismarı ve çocuk kaçırma gibi kadın hakları ya da çocuk hakları kapsamında ele alınan konular gerek uluslararası sözleşmelerde gerek iç hukukta özel olarak düzenlenmektedir.

Aile hukuku kapsamında Türk Medeni Kanunu’nda ve diğer bazı özel yasalarda düzenlenen konulara ilişkin uyuşmazlıklar aile mahkemelerinde görülür. Aile mahkemeleri, uzmanlık mahkemelerinden olup sosyal çalışmacı, ruhbilimci gibi alanda çalışan kişilerin yardımından yararlanıldığı mahkemelerdir. Ayrıca aile mahkemesi yargıçlarının atamasında da aile hukuku konusunda uzman olup olmadığına ve evli ya da çocuklu olup olmadığına bakılarak bu nitelikleri taşıyan kişiler atamada yeğlenir.

Adı üstünde, aile içinde olabilecek her türlü problemin çözümü için devreye giren mekanizma aile hukukudur. Medeni hukukun kapsamı içinde ele alınan bu sorunlar aile hukuku tarafından çözüme ulaştırılır. Aklımıza hemen nişanlanma, evlilik, boşanma, mal edinme, evlat edinme, velayet, yardım nafakası, vesayet gibi konularda her türlü sorunu ve çözümü aile hukuku belirlemektedir. Evli veya evlilik dışı ortak yaşam arkadaşlıkları hususunda da çıkabilecek her türlü probleme aile hukuku çerçevesinde bakılıp sonuçlanması sağlanmaktadır. Türk hukuk sistemi içinde yasal olmayan evliliklerle ilgili bir açıklama, madde veya kural yoktur ancak bu ilişkilerden doğan çocukların konusu bağlamında aile hukuku devreye girer, doğan her çocuk evlilik içi veya dışı olsun eşit haklara sahiptirler. Aile içindeki şiddet olayları, çocuk kaçırmalar, suni döllenme yolu ile evlat sahibi olma, taşıyıcı annelik, çocuk istismarları, kadın ve çocuk hakları da uluslar arası sözleşmeler ve iç hukukta yapılan düzenlemelerle ele alınmaktadır. Yukarıda saymaya çalıştığımız tüm sıkıntılı durumlarda iş aile mahkemelerine düşer, onlar da zaman, zaman psikiyatristlerden, sosyal çalışmacılardan ve ruh bilimcilerden destek alarak sorunların çözülmesine çalışmaktadırlar. Aile mahkemelerine atanacak olan hakimlerin evli ve çocuklu olup olmadıklarına da önem veriliyor. Türk Medeni Kanunu Aile Hukuku çerçevesinde her türlü sorun maddeler halinde sıralanarak nasıl sonuçlanıp karara varılacağı da belirtilmiştir. Verilecek kararlarda Türk aile yapısı, gelenek ve görenekler, örf ve adetlerin değerleri de önem ihtiva eder.

Aile Hukuku Nedir?


Aslında kısa ve öz olarak aile hukuku için evliliklerin hukukudur diyebiliriz, nişanlanmadan tutun da evliliğe kadar uzanan yoldan başlayarak, sonrasında olabilecek tüm sorunları içine alan, eşlerin bir birleri ile olan uzaklıklarını, çocukların ve kadınların haklarını koruma altına alan, vesayet konularında hüküm verme yetkisi olan, çocuk istismarı söz konusu olduğunda da yasal olarak gereken cezaların verilmesini sağlayan hukuk mahkemeleridir. Türk Medeni kanunu ile belirlenmiş olan yasal hükümler bu hukukun temelini oluşturmaktadır. Toplum içindeki düzenin ve aile birliğinin korunması için kesinlikle olmazsa olmazdır aile hukuku. Aile hukuku için aile yapılanması ve içeriğinde olabilecek her türlü sorun çok özel ve önemlidir, düzenin korunması için yapılan bütün uygulamalardan aile mahkemeleri sorumludur. Aile kurumunun nasıl olması gerektiğini ve olası sorunlarla nasıl baş edileceğini bize aile hukuku anlatır. Olası sorunlardan kısaca söz edersek;

  1. Boşanma davaları ki suç unsuru önemlidir.
  2. Boşanmalarda arada çocuk varsa onların velayetlerinin kime verileceği ve görme hakkı konusunda kararlar almak.
  3. Çocuk ve boşanmış olan eşlere verilecek olan nafakaların belirlenmesi ve karara bağlanması gibi sorunlar hep aile hukuku düzenlemeleri ile çözüme kavuşturulur.

Toplumun en küçük yapı taşı olan aile birliğinin korunması demek, huzurlu ve güvenli bir topluma merhaba demekle eş anlamlıdır. Mutlu yuvalarda doğan çocuklar da geleceğe güvenle bakarlar ve kendi ayakları üzerinde durabilecek kapasiteye ulaşabilirler. Ama hiç istenmese de aile içi sorunları yok sayamayız, Türk toplumunda giderek artan boşanmalar beraberlerinde pek çok sıkıntıyı da getiriyor. İşte aile hukukuna verilen önem de burada ortaya çıkıyor. Yasal olarak düzenleme altına alınmayan bu konularda yaşanacak olan bilinmezlikler pek çok büyük sorunun meydana gelmesine yol açabilir. Özellikle boşanmış anne babaların çocukları konusu tüm ülkeler için geçerli bir sorun yumağıdır, eğer anlaşmalı bir boşanma söz konusu değilse, çocuklar iki taraf arasında kalır ve ne annesinden ne de babasından vazgeçemeyeceği için ne yapacağını bilemez hale gelir ve psikolojik sıkıntıları da yaşamaya başlar.

Aile Kavramının Hukukumuzdaki Yeri Nedir?

Aile hukuku, aile birliğinin güvenli, huzurlu şekilde muhafaza edilmesini sağlayan aile hukuku alanı son derece önemli olup aile kavramı Anayasamızın 41. Maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir; “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.”

Aile hukuku, Türk hukuk sisteminde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunumuzun ikinci kitabında düzenlemiştir. Aile hukuku; kanunumuzda 3 bölüme ayrılmıştır. Bunlar;

1) Evlilik Hukuku

2) Hısımlık Hukuku

3) Vesayet Hukuku

 

Aile Mahkemesi Nedir?

Aile mahkemesi, aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlere bakan özel bir mahkemedir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun ile kurulan Aile Mahkemesi, işbu kanuna göre, kural olarak her yargı çevresinde yeterli sayıda kurulmalıdır.

Ancak, aile mahkemesinin kurulamadığı yargı çevrelerinde, asliye hukuk mahkemesi, aile mahkemesi sıfatıyla yargılama yapmaktadır.

Aile Mahkemesinin Amacı ve Görevleri Nelerdir?

Aile mahkemesinin amacı; ailenin, çocuğun ve engellilerin korunmasını sağlamaktır.

Aile mahkemesinin görevi, genel olarak, aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlere bakmak olup Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. Maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir;

Aile mahkemeleri, aşağıdaki dava ve işleri görürler:

“1. 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun Üçüncü Kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 3.12.2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre ailehukukundan doğan dava ve işler,

2. 20.5.1982 tarihli ve 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanuna göre aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi,

3. Kanunlarla verilen diğer görevler.”

Bunlara örnek vermek gerekirse;

·         Boşanma davası

·         Mal rejimi davası

·         Velayet davası

·         Nafaka davası

·         Evlenmenin iptali davası

·         Boşanmadan sonra açılan maddi ve manevi tazminat davaları

·         Boşanan kadının bekleme müddetinin süresinin kaldırılması

·         Aile konutu şerhi konulması veya şerhin kaldırılması davası

·         Aile soyadının değiştirilmesi davası,

·         Babalık davası

·         Soybağının reddi davası

·         Evlat edinme ve evlatlık ilişkisinin kaldırılması davası

·         Çocuğun ve kadının korunması ve uzaklaştırma

Gibi tedbirler ve davalar aile mahkemesinin görev alanına girer.

Evlilik Nedir?

Evlilik, karşı cinsten iki kişinin; dinin, hukukun veya toplumun uygun gördüğü şekilde hayatlarını birleştirmek amacıyla resmi olarak evlendirmeye yetkili kişinin yani evlendirme memurunun önünde bir araya gelerek karşılıklı iradelerini açıklamalarıyla kurulan aile birliğidir

Evlilik Hukuku Nedir?

Evlilik hukuku, evlilik birliğinden doğan hukuki ilişkileri düzenlemekte olup aile hukuku kitabının birinci kısmında düzenlenmiş ve dört bölümden oluşmaktadır. Bunlar;

1. Evlenme (TMK md. 118-160)

2. Boşanma ( TMK md. 161-184)

3. Evliliğin Genel Hükümleri (TMK md. 185-201)

4. Eşler Arasındaki Mal Rejimi (TMK md. 2020-281)

Tüm bu hukuki ilişkiler ve hükümler, ilerleyen makalelerde ayrıntılı şekilde irdelenecektir.

Hısımlık Nedir?

Hısımlık, kişiler arasında bulunan akrabalık ilişkisini ifade etmekte olup kişiler arasında doğal veya hukuki bir nedene dayanan hukuksal bağdır. Hısımlık sadece gerçek kişiler bakımından bulunmakta, tüzel kişiler bakımından hısımlıktan bahsetmek mümkün olmamaktadır.

Hısımlık, Türk Medeni Kanunumuzun 129. Maddesinde evlenme engeli olarak düzenlenmiştir;

“Aşağıdaki kimseler arasında evlenme yasaktır:

1. Üstsoy ile altsoy arasında; kardeşler arasında; amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında,

2. Kayın hısımlığı meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri ile diğerinin üstsoyu veya altsoyu arasında,

3. Evlât edinen ile evlâtlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi arasında.”

Hısımlık hukuku, hısımlık ilişkisinden doğan hukuki sonuçları barındırmakta olup aile hukuku kitabının ikinci kısmında düzenlenmiş ve iki bölümden oluşmaktadır. Bunlar;

1. Soy bağının Kurulması ( TMK md. 282-363)

2. Aile ( TMK m. 364-394)

Vesayet Nedir?

Vesayet, reşit olmayan küçüklerin veya yasal hakları kısıtlı olanların, haklarının korunmasını ve hukuken temsil edilmesini sağlayan kurumdur. Mahkemece atanarak söz konusu bireyleri temsil eden kişilere vasi denmektedir.

Vesayet Hukuku, aile hukuku kitabının üçüncü kısmında düzenlenmiş olup üç bölümden oluşmaktadır. Bunlar;

1. Vesayetin Düzeni ( TMK md. 396-437)

2. Vesayetin Yürütülmesi ( TMK md. 438-469)

3. Vesayetin Sona Ermesi ( TMK md. 470-494)

 

Velayet Nedir?


Boşanma davalarının en bilinen sıkıntılarının başında ise çocukların velayetlerinin kime verileceğidir, hele ki çocuklara düşen miras varsa velayeti alan çocuk reşit oluncaya kadar bu mallarda söz hakkına sahip olacağı için velayet daha da önem taşır. Nafaka problemleri ise başlı başına dava konusu olmakta ve yasal düzenlemeler ve mahkeme hakimlerinin yaptırımları bile bazen işe yaramamakta özellikle babalar çocuklarına nafaka vermemekte direnmektedirler.

1982 yılı anayasasında aile birliği kavramı “Türk Toplumunun Temeli” olarak düzenleme altına alınmıştır. Evlilik yolu ile birleşen, yakınlık kazanan kişilerin bir araya gelerek oluşturdukları en küçük topluluk ailedir. Aile hukuku da bu topluluğu oluşturan bireylerin her birinin hak ve görevlerini düzenler, işin özü budur. Asma boşanma dendiği zaman o kadar çok nende sayılabilir ki bunların her biri için detaylı kanun maddeleri hazırlanmıştır ve aile hukuku mahkemeleri çok geniş kapsamlı olarak olayları ele almak zorundadır. Örneğin evi terk ederek boşanmaya neden olmak, eşini aldatmak, şiddetli geçimsizlik bunlardan sadece ilk akla gelenlerdir. Dolayısı ile içerik olarak tüm hukukların üzerinde gelir aile hukuku ve aslında Türk toplumunda yaşayan her vatandaşı doğrudan doğruya ilgilendiren karar mekanizmasıdır. Bu konu ile ilgili devamlı olarak yasal düzenlemeler yapılmakta, aile birlik ve bütünlüğünün korunması, buna ait çıkarılan yasal maddelerin uygulanması, çocuk istismarı, çocuk kaçırmalarına, bu ve buna benzer her konuya ilişkin hazırlanan ek maddeler hep aile hukuku içeriğinde ele alınmaktadır. Önceden sorun teşkil etmeyen ancak zaman içinde toplumda ağır yaraların açılmasına neden olabilecek tüm sorunlar daha sonra çıkarılan kanunlarla denetim altına alınarak aile hukuku çerçevesinde değerlendirilmektedir.

 

Aile Hukukuna Hakim İlkeler Nelerdir?

1) Süreklilik İlkesi:

Aile Hukukumuza konu olan ilişkiler nitelikleri itibariyle sürekli ilişkilerdir. Çünkü; aile aynı zamanda ahlaki, manevi ve dini temelli bir kavramdır. Hatta aile kavramı birçok toplumda olduğu gibi Türk toplumunda da kutsal niteliğe sahiptir. Bu sebeple aile hukukuna konu olan ilişkiler; kısa süreli, şarta bağlı ve geçici özelliğe sahip değildir. Aile Hukukuna konu olan birlik; sürekli ve ömür boyunca sürecek bir ilişki olarak kurulmalıdır.

2) Birlik İlkesi:

Türk Medeni Kanunumuzun 185. Maddesinde;“Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur.” şeklinde bir hüküm bulunmaktadır. Bu maddeden de yola çıkarak dar anlamdaki aile kavramının üyelerinin tek başlarına aile hukukunda yer bulmadığını, her ferdin ailenin bir parçası olduğunu ve ailenin bir bütün olarak değerlendirildiğini söylemek mümkündür. Kadının ve çocukların erkeğin soyadını alması da birlik ilkesinin bir sonucudur.

3) Zayıfları Korunması İlkesi:

Türk Aile Hukuku bakımından bu ilke kanunumuzda; çocukların; anne ve babalarından korunması olarak yer edinir. Eski Medeni Kanunda kadın-erkek eşitliğinin tam anlamıyla sağlanamamış olmasından dolayı kadının da korunması söz konusuydu fakat 4721 sayılı Medeni Kanun döneminde bu ortadan kalktı ve kadın-erkek eşitliği hukuki açıdan da büyük ölçüde sağlanmış oldu. Türk Medeni Kanun, sadece evlilik birliği içinde doğmuş çocukları korumamakta olup aynı zamanda evlilik dışı doğan, üvey çocukları da koruyucu nitelikte hükümler barındırır.

4) Düzenleme Serbestliğinin Bulunmaması İlkesi:

Bu ilke gereği; taraflar Medeni Kanun kapsamı dışında, kendi aralarında bir ilişki düzenleyemezler. Aynı zamanda Türk Medeni Kanunumuzdaki ilişkiler, taraflar arasındaki bir sözleşmeyle değiştirilemez veya kanunda düzenlenmeyen bir ilişki anlaşma ile kurulamaz. Çünkü; Aile Hukukumuzdaki ilişkileri düzenleyen hükümler çoğunlukla emredici hükümlerdir. Aile hukukumuzda sözleşme özgürlüğünden bahsetmek katiyen mümkün değildir.

5) Eşler Arasında Eşitlik İlkesi:

Eşler Arasında Eşitlik İlkesi; kişiler arasındaki eşitlik ilkesinin evlilik birliği içerisindeki görünümüdür. Eşitlik ilkesi Anayasamızın 10. Maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir; “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.” Evlilik birliği içerisinde de kadın ve erkek bu madde doğrultusunda eşit kabul edilmektedir.

6) Devletin Karışması İlkesi:

Ailenin toplumumuzun yapı taşlarından biri olması nedeniyle aile hukukuna konu olan ilişkiler hukuk açısından büyük öneme sahiptir. Bu doğrultuda devlet, aile hukukunun alanına giren ilişkilere, diğer ilişkilere kıyasen, daha çok müdahale etmektedir.